Yiğit Karaahmet, Akşam, 05.08.2008
Haftalardır İstanbul’un billboardlarını yan yana iki tavuk süslüyor. Biri Recep’in tavuğu. Diğeri de Björk’ün tavuğu. Recep’in tavuğunun derdi telefon tarifeleri. Björk’ün tavuğunun ise birçok derdi var. İzlanda’dan başlayan yolculuğu, senelerdir birçok meseleye dokunduktan sonra hâlâ son hızla devam ediyor. Şimdi de ‘Volta’ adlı dünya turnesinde ve bu Volta’nın bir ayağı da İstanbul. Bu tavuğun pazar geceki maceralarının detaylarını merak edenler, buyursunlar:
RECEP’İN tavuğuyla Björk’ün tavuğunun pek ortak noktası yok. Ancak şöyle ki Björk konseri yaklaşık 70-80 dakika kadar sürdü. Ne olduğunu pek anlamadık. Konserin bilet fiyatlarının da 90 YTL olduğunu düşünürsek; Gel vatandaş gel! Her yöne dakikası 1 YTL’ye Kuruçeşme’de Björk konseri.
BKM her sene mutlaka iyi bir iş yapıyor ve hiç boş geçmiyor. Björk konseri de kısa sürdü ama bu yazın en iyi performanslarından biriydi. Hatta Kuruçeşme Arena’nın bir türlü düzeltilemeyen olumsuz şartlarına rağmen hipnotize ediciydi bile denilebilir.
BJÖRK hediye paketi-koltuk örtüsü deseni arasında pembe bir elbise giymişti. Ayakkabı giymeyi ise reddetmişti ve tüm gece çıplak ayaklarıyla sahnedeydi.
TÜM sahne dev bayraklarla, flamalarla donatılmıştı. Ayin gibi bir gösteri olacağı başından belliydi.
BJÖRK’E sahnede kendi ekibinin yanı sıra İzlanda’dan gelen ve sadece kızlardan kurulu 10 kişilik bir üflemeli çalgılar orkestrası da eşlik etti. Ama kızlar sadece enstrüman çalmadılar. Bazı şarkılarda head bang yaptılar, bazılarında dans ettiler, bazıların da ayin üyeleri oldular, bazen de solo çalarak şovun en önemli parçası oldular. Işığa göre renk değiştiren kıyafetleri gerçekten çok başarılı bir tasarımdı.
AYNI şekilde Björk’ün, Homogenic albümünün dahi prodüktörü Mark Bell’de konser ekibinin içindeydi. Björk’ün olanca cool’luğuna karşı kendisi kitleyi gaza getirmeyi hedeflemişti. Ayrıca kendisi sayesinde ilk kez canlı olarak ‘react table’ görmüş olduk. React table bir tür likit ekran masa gibi düşünülebilir. Üstüne bir takım aletler koyarak ekrandaki görüntüleri tuhaf bir şekilde değiştirebiliyorsunuz (Çok korkunç bir şekilde anlattım ama hemen hemen böyle bir şey).
BASİT bir sahne gibi görünmesine rağmen çok başarılı şovlar yaptılar. Birbirleriyle tek bir beden gibi çalışan kalabalık bir orkestra izlemek bile gayet doyurucuydu. Onun üstüne Björk’ün o minicik haliyle tüm sahneyi doldurması da çok güzeldi. İzleyiciyi ayakta tutmak için bazı şarkılarıyla oynama yapmışlardı ve o ritimler ışıkla bütünleşince gerçekten çok etkileyici görünüyordu.
KONSER kısa sürdü ama neden? Şikayet edecek bir şey yok çünkü alkışlamazsanız ve sahneye izleyici olarak katkıda bulunmazsanız konseri bitirirler elbette. Bu insanlar sadece Türkiye’ye gelmiyorlar konser için, turnedeler. Ve gittikleri her yerde izleyici tepkileri de şovun bir parçası. Tepkiler ne kadar azsa şov da ona göre değişiyor. Şarkıcıyı bis’e çağırırken bile sıkılıyoruz. Björk konser bitiminde sahneye tekrar geldi ve ‘Uyuyorsunuz’ gibi bir şeyler söyleyerek Anchor Song’a geçti. Bitimde ise merakla beklenen Declare Independence’ı söyledi. Beklentiler boşa çıktı Björk ortalığı karıştıracak bir şeyler eklemedi şarkıya. Konser de lazerlerle, konfetilerle bitiverdi.
Kuruçeşme’de muhteşem bir pagan ayini izlemiş olmanın verdiği tuhaf haz damağımızda kalmadı desem yalan olur.
