Çocuk konseyi başkanı Charlotte Guldberg, "Kız çocuklarının sünnet edilmeleri asa ile yasaklanmışken erkek çocuklarının doğar doğmaz sünnet edilmeleri kabul edilemez. Daha doğuştan kadın erkek eşitliğine aykırı bir davranış sergiliyoruz" diyerek 15 yaşın altındaki çocukların sünnet edilmelerinin yasaklanmasını istedi.
Guldberg 15 yaşına ulaşan çocukların sünnet olup olmayacaklarına kendilerinin karar vermelerine olanak sağlamak gerektiğini söyledi. Ahlak Konseyi başkanı Peder Agger ise, konsey olarak ortak bir tavır belirlemediklerini, ancak erkek çocukların sünnet olup olmayacaklarına karar verebilecekleri bir zamana kadar beklemenin uygun bir davranış olacağını söyledi. Agger 15 yaşına gelinceye kadar erkek çocuklarda kalıcı iz bırakan cerrahi müdahalenin ahlaka aykırı olduğunu söyledi. Agger tuhaf bir benzetme yaparak Hıristiyan çocukların da vaftiz esasında tüm bedenlerinin kutsal suya batırma işleminden vazgeçildiğini söyledi ve "Musevi ve Müslümanlar da sünnet geleneğini değiştirerek çağımıza uygun hale getirebilirler" dedi.
Danimarka'da sünnetin 15 yaş altındaki çocuklara yasaklanmasını isteyen çevreler ABD'de son yılalrda uygulanmaya başlayan sembolik sünnet uygulamasını örnek gösteriyorlar. ABD'de erkek çocuklar doğar doğmaz cinsel organa batırılan bir iğne ile bir miktar kan akması sağlanıyor ve bu da sünnet olarak kabul ediliyor. Kopenhag Üniversitesi Kamu hukuku profesörlerinden Kirsten Ketscher, Musevilik ve İslam 3000 yıl önce Hz. İbrahim ile tanrı arasında varılan sözleşmeyi gerekçe göstererek kendilerini muaf sayamazlar ve çocukların bedenlerinde kalıcı iz bırakma hakkına da sahip değildirler" diyerek sünnetin yasaklanmasını isteyen çevrelere destek verdi.
Sünneti savunmak ise bugüne kadar ülkede yaşayan Müslümanlara karşı çok sert tutumuyla tanınan Danimarka Halk Partisi milletvekillerinden Jesper Langballe'den geldi. Langballe, kız çocuklarının sünnet edilmeleri erkek çocuklarının sünnetini birbirine karıştırmamak lazım. Kız çocuklarını cinselliklerini kaybediyorlar neredeyse. Bu ise dini bir uygulamadır.
Vaftizi de yasaklayın
İslamiyeti seçen ve imamlık yapan Abdul Vahit Pedersen ise Anne babaların sadece din söz konusu olduğunda değil, başka bir çok alanda ve durumda çocukları üzerinde kara verme yetkisine sahip olduklarını, nasıl onların ne giyeceklerine karar veriliyorsa, dini konularda da çocuklar için karar alabilirler dedi. Pedersen, "O zaman Hıristiyanların da çocuklarının vaftiz edilmelerinin yasaklanması gerekir" dedi. Sünnetin yasaklanmasını isteyen Çocuk Konseyi ve Ahlak Konseyinin herhangi bir yaptırım gücü bulunmuyor, ancak siyasilere tavsiyelerde bulunabiliyorlar.
Kaynak: Haber.dk
